Kar ve Gece

kar

 

 

 

Beyaz bir yalnızlık kaplı şimdi…beyaz bir yalnızlık

Ardı sıra karanlık…

Hüznün beyaz tarafı kar…

ve içimde tarifsiz bahar özlemi

Sahi ne zaman bahar?

Asude Bahar

cimg202

/Hafız´ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz´ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.

Yahya Kemal Beyatlı-Rindlerin Ölümü /

sakinim. Deniz gibi dalgasız, gece gibi yalnız, bir şehir kadar suskun bekleyişlerim.


Ya Kurban ol İsmail’ce

suru1

/Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!” Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır. Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.. İbrahim’e selam olsun. (Saffat suresi 103-109) /

Bir gezi esnasında rastlantı sonucu karelediğim bu fotoğrafı, blogda kullanacağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu :) bayramın muhteviyatına da layık oldu sanırım.

İsmail’ce teslim olmuş bir yürekle…Hayırlı bayramlar dostlar.


Aşktır ki,gerisi Vesairedir…

Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Mansur’u dâra takan da, Halil’i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub’u derde bırakan. Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket,su gibi temiz idi.

/Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır/

Herşey sen olsun şu Dünya’da ve olmasın sen olmayan Dünya’da…

(Kırk Güzeller Çeşmesi-İskender Pala Kitab-ıAşk)

Bulut

bulut

/Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi ‘sapasağlam ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatıdır bu. (neml-88)/

Gözleri göğü tutan bir ışık:
Gülüyor, göklerde kanı kaynaşık…
Feza süzülüyor kirpiklerinden.
Başında bir bulut… Sâhi”!
Yürür, durur, gider, bekler
Bulut değil, yâ İlâhî!
Taç tutuyor O’na gökler…
Ve fikir, dipsiz fikir, ebedilik süresi…
Kum tanesinden küçük, bastığı arz küresi…
Kur’an esrar oluğu
Sonsuzluğun soluğu…
diye devam eden Necip Fâzıl/Mirac şiiri. en iyisi şiirin cazibesinde durup,kurulup dizelerine, gökyüzü dalgınlığıyla  susmak…susmak bulutun gölgesinde Nokta